20 Mart 2013 Çarşamba

Maaş Pazarlığı Nasıl Yapılmalı?

İş görüşmelerinde mülakat sonlarında veya “iş başvuru formu” doldururken her zaman en çok tereddüt edilen veya boş bırakılan en önemli bölüm “maaş beklentiniz nedir?” sorusu olur. Peki, en iyi maaş pazarlığı stratejisi nasıl olmalıdır?

Ücret belirtmek veya bu soruya yanıt vermek iş görüşmeleri sırasında karşılaşılan en zor bölümlerden biridir. Şirketin düşündüğü fiyattan daha düşük bir maaş teklif edebileceğiniz gibi, beklentilerin üzerinde teklif verme ihtimaliniz de var. Ve hatta sektör fiyatlarıyla uyuşmayan bir fiyat vermeniz, işi kaybetmenize dahi neden olabilir.

Aklınızda kesin bir şey yok ise; iş görüşmesine gittiğinizde ya da başvuru formu doldururken ücret kısmını açık veya tartışılabilir bırakmanızda fayda var. Eğer bir ücret belirtmek zorundaysanız, bir ücret aralığı bırakmanız daha doğru olur, genellikle eski maaşınızdan yüzde 10 fazlası ile başlayabilirsiniz.

Mülakat esnasında ücret konusunun açılmasını mümkün olduğunca ertelemeye çalışın. Boş pozisyon için geriye kalan tek aday siz olursanız, son mülakat sizinle yapılacaktır ve o zaman ücret pazarlığında daha güçlü bir konumda olacaksınız. Ayrıca bazı işverenler, henüz ilk mülakatta ücret pazarlığı yapmak isteyen adaylar hakkında olumsuz düşüncelere sahip olabilirler. Ücret konusunda potansiyel işvereninize vereceğiniz en sağlıklı yanıt, bu konuda esnek davranacağınızı açıklamak ve kesin rakamlar kullanmaktan kaçınmaktır.

Potansiyel işvereniniz size bir ücret teklifi yaptıktan sonra; kendisine teşekkür edin ve pozisyona olan ilginizi belirtip, yapılmış olan teklif üzerinde düşüneceğinizi dile getirin.

Hazırlıklı gidin

İş görüşmesine gitmeden önce hazırlık yapmayı ihmal etmeyin. Piyasada sizin konumunuzda olan diğer çalışanların aldıkları ücretleri ve sahip oldukları diğer imkanların neler olduklarını öğrenin. Bu şekilde kendinize bir taban ve tavan ücret belirleyebilir; sonra da bu ücretleri firmanın sahip olduğu ücret skalası çerçevesinde değerlendirebilirsiniz.

Ücret önerisini yapmak için önceliği potansiyel işvereninize vermeye çalışın. İlk teklifin karşıdan gelmesi sizi her zaman için daha avantajlı bir konuma getirecektir. Eğer potansiyel işvereniniz, ücret önerisini sizin yapmanızı isterse, her zaman için almanızın olası olduğu miktardan daha yüksek; fakat belli limitleri de aşmayan bir ücret önerin. İlk teklifin sizden gelme olasılığına hazırlıklı olmak için iş görüşmesine gitmeden önce muhakkak belli bir rakam üzerinde karar vermiş olmalısınız.

İkramiye, prim ve yan haklarınızı da değerlendirin

Potansiyel işvereniniz tarafından teklif edilen ücret, o işi kabul etmenizde ya da etmemenizde etkili olacak en temel unsur olmamalı. Ücretin yanında size önerilen fazla mesai ücretleri, ikramiyeler, primler, bonuslar, ortaklıklar, farklı bir şehre taşınmanız gerekiyorsa taşınma ücreti ve lojman imkanları, eğitim olanakları, izin günleri, sağlık sigortası, performans değerlendirmesi, sahip olacağınız unvan, çalışma saatleri, işe başlama tarihi ve terfi imkanları gibi çeşitli diğer konuların da pazarlığa açık olduğunu unutmayın.

En iyi olasılık ve en kötü olasılığı beraber düşünün. Ücret pazarlığının yapıldığı gün imza atmayı isteyecek kadar uygun bir teklifle de karşılaşabilirsiniz, asla kabul etmeyeceğiniz bir teklifle de…

Eğer hali hazırda bir işiniz yoksa veya birden fazla iş teklifi almamışsanız, pazarlık etme şansınız daha düşük olacak ve siz potansiyel işvereniniz önünde daha güçsüz duruma düşeceksiniz. Bunu karşınızdakine belli etmemeye gayret edin. Bu işe gerçekten ihtiyacınızın olduğunu karşınızdaki kişiye daha önceki mülakatlarda hissettirdiyseniz, ücret pazarlığı için masaya oturduğunuzda güçlü taraf siz olamazsınız.

Teklif edilen iş sizin idealiniz ya da gelecekteki kariyerinizin için en uygun gördüğünüz iş ise, başlangıç için alacağınız ücret çok da önemli değildir. Bu nokta özellikle yeni mezunların ve kariyerlerine yeniden yön vermek isteyen bireylerin dikkat etmesi gereken noktadır. Öncelikle, size son derece fazla getirisi olabilecek bir işi, sırf ücretinden dolayı geri çevirmek yanlış olacaktır.

Bunları asla yapmayın!


  • Mülakatın başında maaş pazarlığı yapmayın
  • İnsan Kaynakları uzmanını teklifi reddetmekle tehdit etmeyin
  • Sadece maaşa odaklanmayın
  • Beklentinizin altında bir miktarı itirazsız kabul etmeyin
  • Maaş konusunu gereğinden fazla uzatmayın
  • CV’niz ile daha yüksek bir başlangıç maaşını garantileyeceğinizi düşünmeyin
  • Görüşmenin sonunda maaş talebinizi tekrar gündeme getirmeyin

17 Mart 2013 Pazar

Ücretsiz Tanıtım Servisimiz 'Tanıt' Yayında!

Hızlı Kariyer olarak Ücretsiz Site Tanıtım Servisi tanit.hizlikariyer.com'u bugün yayına aldık!

Tanıtım yazılarının siteler için SEO'da ne anlama geldiğini biliyoruz. Bizde bu nedenle sitenizin tanıtımını ücretsiz olarak yapabileceğiniz bu yeni servisimizi hazırladık.

Tanıtım yazınızı göndermek için buraya tıklayın.

15 Mart 2013 Cuma

2013'ün En İyi Akıllı Telefonu

Samsung'un yeni amiral gemisi Galaxy S4'ü tanıtmasıyla birlikte üst segment telefonlar arasındaki rekabet tavan yaptı.

Ülkemizde 3 dev Android üreticisinin amiral gemileri hemen hemen aynı tarihlerde satışa sunulacak. Lansman tarihi yeni sayılan iPhone 5 ve Blackberry'nin büyük umutlarla tanıttığı Z10 modelini de kattığımızda şu an 5 dev akıllı telefon var.

Nexus 4 ve Lumia 920 gibi telefonları listeye dahil etmememizin nedeni bu yıl içinde yeni modellerinin tanıtılacak olması. 7 jenerasyon iPhone, Nexus ve Lumia'nın yeni modelleri bu yıl içinde tanıtılacak.

Tablolar yardımıyla modelleri kıyaslamaya başlamadan önce telefonlarımızı tanıyalım:

iPhone 5: Apple'ın Eylül 2012'de tanıttığı 6. jenerasyon iPhone modeli. 4 inç retina ekran, 8 megapiksel kamera ve 1136x640 piksel çözünürlüklü ekran ile dikkatleri üzerine çekiyor. iPhone 5, tek el ile rahatça kullanılabiliyor.

Galaxy S4: Samsung tarafından bugün TSİ 02.00'da tanıtılan S4, 7.9 milimetre inceliği ve 130 gram ağırlığıyla dikkatleri üzerinde topluyor. 5 inç Super Amoled ekranı ile rakiplerine gözdağı veriyor.

Xperia Z: Sony tüm teknolojisini bu telefonunda topladı desek yanılmış olmayız. Toz ve su geçirmez yapısı ve şık tasarımı ile göz dolduruyor.

HTC One: HTC, yeni amiral gemisi One'da 4.7 inç ekran kullanmayı tercih etmiş. 2 GB RAM ve kaliteli ses çıkışı ile ilgi çekiyor. Her ne kadar Ultrapixel olsa da kameranın 4 megapiksel olması eleştiriliyor.

Blackberry Z10: Daha önce telefonlarında fiziki klavye kullanan Blackberry, hatasından geçte olsa dönmüşe benziyor. 4.2 inç ekran boyutu ve 8 megapiksel kamerası telefonun diğer özelliklerinden.

iPhone 5 VS Galaxy S4 VS Xperia Z VS HTC One VS BB Z10

Donanım

iPhone 5: Listemizin en ince ve en hafif telefonu. Tek elle kullanılabilmesi artı değer. Depolama kapasitesi yeterli. iOS platformu kullanması sayesinde RAM'i her ne kadar rakiplerinin gerisinde kalsa da performanslı kullanıyor. Ancak kamera teknolojisi Galaxy S4 ve Xperia Z'nin gerisinde. NFC bulunmaması ise hanesine eksi yazdırıyor. Çözünürlük açısından da rakiplerinin oldukça gerisinde. iPhone donanımına 10 üzerinden 7 puan vermeyi uygun görüyoruz.

Galaxy S4: İnce ve hafif dizaynı, yüksek çözünürlüğü, 13 MP kamerası, 5 inç boyutunda ekranı ve 2 GB RAM'i ile bu telefonun yıla damgasını vuracağını söyleyebiliriz. Henüz yeni tanıtılması nedeniyle negatif yönlerini paylaşamıyoruz. Bizim donanım özelliklerine verdiğimiz puan 10 üzerinden 8.

Xperia Z: Oldukça hafif ve ince dizayn edilmiş. Suya ve toza karşı dayanıklı. Yüksek çözünürlüklü 5 inç ekrana sahip. 13 MP kamerası ile göz dolduruyor. 16 GB dahili hafızaya sahip olsa da 32 GB'a kadar arttırılabiliyor. Sony, amiral gemisinde NFC özelliği bulunduruyor ve 2 GB RAM kullanıyor. Bizim puanımız 10 üzerinden 8.

HTC One: Rakiplerine göre daha kalın bir telefon olan HTC One, 4.7 inç boyutunda bir ekran kullanıyor. 64 GB kapasitesi bulunuyor ve 64 GB'a kadar arttırılabiliyor. 2 GB RAM'i ve yüksek çözünürlüklü ekranı ile göz dolduruyor. Opsiyonel olarak NFC kullanılabilen telefonun en çok tartışılan özelliği kamerası. Firma risk alarak 4 MP Ultrapixel kamera kullanmayı tercih etmiş. Ses çıkışı açısından listemizdeki telefonların en iyisi diyebiliriz. Bizim puanımız 10 üzerinden 8.

BB Z10: Rakiplerine oranla biraz daha kalın olsa da oldukça hafif. Çözünürlük açısından sadece iPhone'u geride bırakıyor. RAM'i yeterli ancak kamerası geçen senenin teknolojisi. İnternet bağlantısı ise oldukça başarılı. Bizim puanımız 10 üzerinden 7.

Yazılım

Android ve iOS işletim sistemleri hemen hemen birbirine eşit. Her ne kadar Android daha fazla zararlı yazılım içerse de biz iPhone 5 ve Android modellerinin yazılım puanını 10 üzerinden 9 olarak belirledik. Çok daha az uygulama barındırması nedeniyle Blackberry Z10'un yazılım puanı 7.

Tasarım

iPhone 5: Tek elle kullanılabilmesi her ne kadar avantajlı olsa da ekranın 4S modeline göre sadece dikey uzaması hoş olmamış. Simetrik dizaynı artı değer. Bizim puanımız 5 üzerinden 4.

Galaxy S4: Simetrik tasarımını başarılı buluyoruz. Tek elle kullanımı zor olsa da ekranın büyüklüğü iyi bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Tasarım puanı olarak 5 üzerinde 4'ü uygun gördük.

Xperia Z: 5 inç ekran boyutuyla göz doldururken, tek elle kullanımının rahat olması rakiplerinin önüne geçmesi için yetiyor. Xperia Z'de fiziki ana sayfa tuşu bulunmuyor. Oldukça başarılı bir tasarıma sahip olan Xperia Z için 5 üzerinden 5 puan veriyoruz.

HTC One: 4.7 inç boyutu ve şık tasarımıyla göz dolduran HTC One'ın bize göre tek kusuru iki hoparlörün hoş durmaması. Puanımız 5 üzerinden 4.

BB Z10: Tek elle rahatlıkla kullanabileceğiniz Z10 için bizim puanımız 5 üzerinden 4.

Sonuç

iPhone 5: %80
Galaxy S4: %84
Xperia Z: %88
HTC One: %80
BB Z10: %72

Rekabette geride kalan taraf Blackberry. Apple, yıl içerisinde 7. jenerasyon modelini tanıtacak olsa da, yeni rakiplerine karşı hala güçlü. Samsung, adını kullanarak yıl içerisinde on milyonlarca S4 satacaktır ancak asıl mücadele Sony ve HTC arasında gerçekleşecek. 3. büyük mobil üretici olmak isteyen şirketler, birbirleri ile kıyasıya bir rekabet içinde. Bakalım kazanan kim olacak.

13 Mart 2013 Çarşamba

Wordego - Aradığınız Bilgi Bulunduğunuz Sayfada [Haftanın Girişimi-1]

Her hafta bir yeni girişimi tanıtacağımız ''Haftanın Girişimi'' isimli yazı kategorimizin ilk girişimi Wordego.

2012 Kasım ayında Webrazzi'de tanıtılan Wordego, bugün yayınlanan bir yazıyla harika gelir modelini bizlere sundu.

Bilmeyenler için Wordego kısaca web sitenize küçük bir kod yardımıyla kolayca yerleştireceğiniz seçildikten sonra çift tıklanan kelimenin anlamını, ilgili görselleri ve videoları açılan bir pencerede görüntüleyen bir sistem. Açılan bu pencerede ayrıca hedef odaklı reklam gösterimi de yapılıyor.

İlk bakışta linkz'yi anımsatan Wordego'nun farkı kullanıcı için kullanışlı bir yazılım sunması. Bilmediği kelime ile ilgili olarak küçük bir tıklamayla fikir edinebileceği Wordego'yu kullanıcılar oldukça sevmişe benziyor.

Bu noktada Wordego'nun mobil uyumlu bir sistem olduğunu, Teknokent ve Tübitak desteğini de arkasına alarak yüz binlerce veriye ait açıklamaların sistemlerinde kayıtlı olduğunu belirtelim.

Bu sayfa üzerinden deneyebileceğiniz Wordego'nun yayıncısı olarak nasıl gelir elde edebileceğiniz hakkında detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.

12 Mart 2013 Salı

En Çok İş Bulan Meslekler

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri şaşırttı. Geçen yıl Türkiye'de en çok veterinerler iş buldu!

2012 yılında istihdama katılma oranı en fazla olan meslek grubu yüzde 88,1 ile veterinerlikte gerçekleşti. Meslekler arasında en düşük katılım ise yüzde 72,3 ile öğretmen eğitimi ve eğitim bilimlerinde oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre; 2012 yılında Türkiye'de istihdama katılım oranı yüzde 50 oldu. Bu oran 2011 yılında gerçekleşen yüzde 49,9 ile karşılaştırıldığında yüzde 0,1 artış gösterdi.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre; Yüksekokul ve fakülte mezunları arasındaki mesleki dağılıma bakıldığında iş gücüne katılım oranının en fazla gerçekleştiği alan yüzde 88,1 ile veterinerlikte oldu. Onu yüzde 86,5 ile “Mühendislik ve işleri” takip etti. Mühendislik ve işlerinde sonra ise sırasıyla yüzde 86,1 ile hukuk, yüzde 85,2 ile “Ulaştırma hizmetleri ve çevre koruma”, yüzde 85,1 ile de sağlık izledi.

Öğretmen ve Gazetecilerin İşi Zor

İşgücüne katılım oranının en düşük olduğu alan yüzde 72,3 ile öğretmen eğitimi ve eğitim bilimlerinde yaşandı. Onu yüzde 75,1 ile gazetecilik ve enformasyon, yüzde 76,2 ile sanat, yüzde 76,4 ile de sosyal bilimler ve davranış bilimleri takip etti. Toplam işgücüne katılım oranı 2011 yılında yüzde 49,9 olarak gerçekleşti. Veterinerlik, yüzde 88,5 ile 2011 yılında da istihdama katılım oranının en yüksek olduğu alan oldu.

Veterinerliği yüzde 88,2 ile mühendislik ve işleri, yüzde 87,2 ile sağlık, yüzde 85,7 ile de ulaştırma hizmetleri ve çevre koruma izledi. 2011 yılında İşgücüne katılım oranının en düşük olduğu alan yüzde 72,4 ile sanatta gerçekleşti. Sanatı yüzde 72,8 ile öğretmen eğitimi ve eğitim bilimleri, yüzde 75,5 ile de beşeri bilimler ile sosyal ve kişisel hizmetler takip etti.

11 Mart 2013 Pazartesi

İngilizce Mülakat Soruları

Daha önce günümüzde pek çok büyük şirketin mülakatlarda İngilizce konuşarak sizleri test ettiğini aktarmıştık. Bugün ise sıkça karşılaşılan İngilizce Mülakat sorularını sizin için derledik.

Aşağıda yer alan listede son dönemin popüler İngilizce Mülakat sorularını bulabilirsiniz. İş İngilizce'nizi geliştirmenin 5 Yolu isimli yazımız için buraya tıklayın.

Biraz kendinizden bahseder misiniz?
Tell me about yourself.

Eğitim bilgilerinizden bahsedebilir misiniz?
Tell me about your education.

Neden bu kariyeri seçtiniz?
Why did you choose this career?

Tipik bir çalışma haftanızı anlatır mısınız?
Describe a typical work week.

Önceki işinizden neden ayrıldınız?
Why did you leave your last job?

Kendinizi başarılı bir insan olarak görür müsünüz?
Do you consider yourself successful?

Yaşamınızdaki önemli bir başarınızdan bahseder misiniz?
Tell me about a significant achievement in your life.

Stres ve baskının üstesinden nasıl gelirsiniz?
How do you handle stress and pressure?

Bu organizasyon hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
What do you know about this organization?

Bu şirket için ne yapabilirsiniz?
What can you do for this company?

Sizi neden işe almalıyız?
Why should we hire you?

Takım oyuncusu musunuz?
Are you a team player?

Takım çalışmasını mı yalnız çalışmayı mı tercih edersiniz?
Do you prefer to work independently or on a team?

Zayıf ve kuvvetli yönleriniz nelerdir?
What are your strengths and weaknesses?

Sizi en iyi tanımlayan 5 kelime nedir?
Can you give me five words that best describe you?

İnsanlar en çok sizin neyinizi eleştirir?
What do people most often criticize about you?

Nasıl bir çalışma ortamını tercih edersiniz?
What type of work environment do you prefer?

Ne çeşit insanlarla çalışmayı reddedersiniz?
What kind of person would you refuse to work with?

İşyerinde sizi en iyi ne motive eder?
What motivates you to do your best on the job?

Profesyonel açıdan en büyük hayal kırıklığınız neydi?
What has been your biggest professional disappointment?

Kısa süreli hedefleriniz nelerdir?
What are your short term/long term goals?

Bu amaçlarınıza nasıl ulaşmayı planlıyorsunuz?
How do you plan to achieve those goals?

5 Yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
Where do you see yourself in five years time?

Seyahat etmeye istekli misiniz?
Are you willing to travel?

Maaş beklentiniz nedir?
What are your salary expectations?

Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
How do you spend your spare time?

Hobileriniz nelerdir?
Do you have a hobby?

Bana sormak istediğiniz bir soru var mı?
Do you have any questions for me?

10 Mart 2013 Pazar

Blog Yazarak Nasıl Para Kazanılır? (Yazı Dizisi-7)

Blog Hazırlama Rehberi yazı dizimizde şu ana kadar blogunuzu kurmadan önce ve yeni yayına başladığı anda yapmanız gerekenleri anlattık.

Bugün ise blog yazarak nasıl gelir elde edebileceğini anlatmaya çalışacağız. Yazıya başlamadan önce asıl gelir modeli üretiminin sizden geçtiğini belirtelim. Mevcut duruma göre kendi gelir modellerinizi oluşturmanız çok önemlidir.

Adsense

Google'ın bir servisi olan Adsense, günümüzde blogcuların gelir elde etmek amacıyla en sık kullandığı servistir. Bu sayfada bulunan tüm reklam modellerini Adsense ağına katılarak kullanabilirsiniz. Hedef odaklaması ve tık başı ücretlendirme açısından da Adsense lider şirket konumundadır.

Oldu da ban yediniz ya da bir sorun nedeniyle Adsense kullanamıyorsunuz; adhood, hepsiburada ve gittigidiyor gibi servisleri kullanabilirsiniz. Adsense'ye gerçekten rakip olabilecek bir servis yok ancak Yandex'in bu alanda çalışmaları olduğunu biliyoruz. Eğer Yandex ilgili hizmetini tanıtırsa Adsense yerine kullanabilirsiniz.

Yeni Bir Fikir: İncir.com

Kullanıcılarına 2 dakika içinde bir e-ticaret sitesi kurmalarını sağlayan incir.com'u kullanarak bir hesap oluşturun. Sitenizin konusu ile ilgili ürünleri seçin. Yani yemek tarifleri ile ilgili bir blogunuz varsa mutfak ürünleri satan, teknoloji blogunuz varsa telefon gibi ürünler satan bir hesap oluşturun. Ve gelir ortaklığı modeliyle gelirlerinizi arttırın.

Hürriyet Güvencesiyle Bumerang Kullanın

Siteniz ile Bumerang'a kayıt olun. Hem Ücretsiz Tanıtım, Hürlist ve YazarKafe gibi ayrıcalıklardan yararlanarak ziyaretçi sayınızı arttırın hem de Bumads ile para kazanın. Bumads bir içerik reklam ağı platformudur. Yani size teklif edilen sponsorlu yazıları sitenizde yayınlayarak gelir elde edersiniz.

Video Reklam Servisleri

Eğer yoğun trafik alan bir alt video servisiniz varsa (tv.siteadi.com gibi) Midyo ve Vidyoda gibi video reklam ağlarına kayıt olabilirsiniz. Video açılmadan önce görüntülenecek reklamlardan gelir elde edersiniz.

Sponsor Sayfası Oluşturun!

Blogunuzda oluşturduğunuz reklam ve sponsorluk alanlarından gelir elde edersiniz. Blogunuz henüz yeni ise sponsoru siz arayabilirsiniz. Blogunuzun konusuyla ilgili çalışma yapan firmalara sosyal medya ve e-mail aracılığıyla ulaşarak teklif verebilirsiniz. Ödeme için bizim yaptığımız gibi Ganipara altyapısını kullanabilirsiniz.

Diğer Fikirler

Affiliate Marketing gibi diğer reklam modellerini kendiniz kurgulayıp uygulayabilirsiniz. Mesela yüksek trafik alan bir teknoloji blogunuz varsa kariyer ilanlarının yer aldığı bir sayfa kurabilir, haber ve tanıtım ağırlıklı bir blogunuz varsa link reklamları (linkz gibi) alabilirsiniz. Yapabileceklerinizin tamamı sizin yaratıcılığınıza kalmış.

Ofis Çatışmalarından Kaçının

İş yaşamınız boyunca takım arkadaşlarınızla uyumlu çalışarak stres ve gerginliklerden uzak durmanız başarılı bir kariyer için kesinlikle yapmanız gerekenlerdendir. Artık yeni bir işiniz var, hayal ettiğiniz kariyere hiç bu kadar yakın olmadınız. İş yerinizde aynı ortamı paylaştığınız, birlikte iş bölümü yaptığınız insanlarla yakalayacağınız uyum, bu yolda önünüzü açıp işlerinizi kolaylaştıracak ya da hızla sizi olumsuzluğa itecek faktörlerin başında geliyor.

İster bireysel ister ekip çalışmasının hakim olduğu bir işyerinde çalışın, takım arkadaşlarınızla olan ilişkiniz, iş hayatınızdaki verimliliğinizi etkileyecektir. Zamanınızın önemli bir kısmını birlikte geçirdiğiniz iş arkadaşlarınızı kişisel olarak sevmek zorunda değilsiniz tabii, ancak onlardan nefret etmek, işinizle ilgili ortak konularda gerginlikler yaşamak strese bağlı bir motivasyon kaybını beraberinde getirecektir.

Öncelikle kendi öfke yönetiminizi doğru yapmalı ve kontrollü hareket etmeyi başarmalısınız. Sonrasında ise, karşınızdaki insan sinirli ya da gergin olduğunda bu durumu nasıl aşabileceğinizi öğrenmelisiniz. Yüksek motivasyon ve bunun getirisi olan başarı için, insan ilişkilerinde, özellikle anlaşmazlık ve kızgınlık anında dikkat edilmesi gereken, uygulandığı zaman işleri kolaylaştıracak bir kaç önemli noktayı sizlerle paylaşıyoruz...

Önce durumunuzu analiz edin

Çalışma sırasında sizi sinirlendiren etkenlerin analizini yapmak, doğru davranışı arkasından getirecektir. Öncelikle neden böyle hissettiğinizin yanıtını bulun ve emin olun, ardından bu hissin davranışlarınıza nasıl yansıdığını kendi üzerinizde gözlemleyin. Çünkü hisler, davranışları etkileyecektir. Genel kanı, sinirin yansıtıcı özelliği olduğudur. Bu nedenle kendinizi etkili bir şekilde kontrol edebildiğiniz sürece, zor durumların oluşmasına neden olan kişi de siz olmazsınız.

Yargılamayın

Olayları izleyip doğru ve yanlışı yargılamaya çalışmak yerine; izleyip bilgi toplamaya, anlamaya çalışın. Böylece gergin ortamlarda, gergin çalışanlara karşı bir savunma sistemi geliştirmiş olursunuz. Bu noktada önemli olan, kızgınlığın kaynağını bulup çıkarmak ve ona yoğunlaşmaktır, yargılamak değil.

Gerginliği çözmek için zamanında müdahale edin

Çalışma arkadaşınızla bir gerginlik ve tartışma yaşadınız. Hemen konuşup çözmeye çalışmayın, çünkü düşüncelerimizi biraz dinlendirip nefes aldığımızda doğru olanı daha net görme imkanı bulmamız mümkün. Ancak bu işi bir sonraki güne de ertelemeyin. Uzun süre ertelemek de, her iki tarafın kızgınlığını azaltmak yerine çoğaltabilir. Öncelikle kendinize ve ona zaman tanıyın. Sonuçta ikiniz için de zor bir konuşma sizi bekliyor olacak. Bu süre zarfında neler söylemek istediğinizi prova edin ve değerlendirin.

İyi bir dinleyici olun

Sinirli olan karşı tarafa, kendini ve öfkesini açıklaması için fırsat verin. Mantık çerçevesi içinde duyarlı davranıp esnek olmak ve tolerans göstermek, dikkatli dinlemenizi ve doğruları daha net görmenizi sağlayacaktır. Bazı insanlar, başka nedenlerden kaynaklanan gerginliklerini, bununla ilgisi olmayan insanlara yansıtırlar. Bu tip hatalı davranışlara daha çok otorite sahibi çalışanlar düşmektedir. Öfkenin kaynağı doğru adresten çok uzak olsa bile, karşınızdakini dinlemek çok önemli bir ilk adımdır.

Sorunu paylaşın

Tüm bu aşamaları geçtiniz. Ancak takım arkadaşınızla uzlaşamıyor, sizi dinlemesini sağlayamıyorsunuz. Yöneticinizle bu konuyu paylaşmaktan ve birlikte bir çözüm aramaktan çekinmeyin. Sorunların ortaya dökülerek çözülmesi ve tarafsız bir yönetici tarafından orta yol bulunması her iki taraf için de rahatlatıcı olacaktır.

Kariyer.net'ten yararlanılmıştır.

9 Mart 2013 Cumartesi

Sınav ücretinde kredi kartı dönemi


ÖSYM düzenlediği sınavlarda adaylar, ücretlerini kredi kartıyla ödeyebilecek.

ÖSYM’nin internet sitesinde yer verilen duyuruya göre adayların sınav ücretlerini ödemelerinde kolaylık sağlamak üzere yeni bir uygulama hayata geçirilecek.

Sınava başvuracak adaylar sınav ücretlerini kredi kartları ile ÖSYM’nin internet sayfasında bulunan “Ödemeler” alanından banka şubelerine gitmeden ödeyebilecek. Duyuruda, ödeme sisteminin tüm güvenlik önlemleri alınarak uygulamaya konulduğu belirtilerek, adayların bu sistem üzerinden güvenli bir şekilde sınav ücretlerini ödeyebileceği kaydedildi.

Duyuruda ayrıca, ilgili sınav kılavuzunda belirtildiği gibi, adayların sınav ücretini ödedikten sonra başvuru işlemlerini bir başvuru merkezi aracılığıyla veya ÖSYM’nin internet adresinden bireysel yapabileceği anımsatıldı.

8 Mart 2013 Cuma

THY, Gothia Cup'a sponsor oldu

Son iki yılda Avrupa’nın en iyi havayolu şirketi seçilen Türk Hava Yolları Manchester United ve Barcelona gibi dev futbol kulüplerinin ardından bu sefer de önemli bir spor organizasyonuna sponsor oldu.

Gençler futbol turnuvası Gothia Cup’a sponsor olan THY sözleşmeyi turnuvanın düzenleneceği Göteborg kentinde imzaladı.

14-21 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek olan ve toplam 1500 takım ile 80 ülkeden 36.000 genç sporcunun katılacağı turnuvayı televizyon başındakiler hariç 400 bin kişinin canlı takip etmesi bekleniyor.

Gothia Cup'dan Marcus Jodin, bu ortaklıktan çok memnun olduklarını ve bu anlaşmanın her iki tarafın da dünya sahnesinde yer alma konusundaki fikir birlikteliği sonucu ortaya çıktığını belirtti.

1 milyon genç sporcu

Dünyanın en büyük gençler futbol turnuvası organizasyonu olan Gothia Cup 1975’den beri her sene temmuzda Göteborg kentinde düzenleniyor. Turnuvaya bugüne kadar yaklaşık 1 milyon genç futbolcu katıldı.

BJKYandex.com Açıldı!

Daha önceden Galatasaray ve Fenerbahçe ile anlaşarak bu takımlara özel resmi arama motorlarını yayına alan Yandex, Beşiktaş yönetimiyle vardığı anlaşma sonucunda hazırlanan BJKYandex.com'u bugün Beşiktaş taraftarlarının hizmetine sundu.

Fenerbahçe ve Galatasaray temalı arama motorlarında olduğu gibi Beşiktaş arama motorunda da Yandex arama modülü, Yandex.Haritalar, takım ile ilgili haberler ve bağlantılar yer alıyor. Ancak GSYandex'te bulunan taraftarlar için e-mail servisine benzer bir modül BJKYandex'te bulunmuyor.

Rus arama motoru devi Yandex daha önceden Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarlarına özel Yandex.Browser ve arama motorları oluşturmuş ancak Beşiktaş taraftarları bu hizmeti almak için bir süre beklemek zorunda kalmıştı.

Blogculara Tavsiye: Bu 5 Hatayı Asla Yapmayın! (Yazı Dizisi-6)

Blogunun popüler olmasını her blogcu arzu eder. Bizde ''Yeni Başlayanlar İçin Blog Hazırlama Rehberi'' yazı dizimizde blogunuzun popüleritesini nasıl arttırabileceğinizi sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz.

Yazı dizimizin 6. bölümünde blogunuzda asla yapmamanız gereken hatalardan 5'ini sizinle paylaşıyoruz.

Sıkıcı olmayın

Yazılarınız okuyucularınızı korkutmasın. Her yazıyı paragraflara ayırın ve görsellerle destekleyin. Samimi bir üslup kullanmayı ihmal etmeyin.

İçerik girişi yaparken düzenli olun

Blogunuza isterseniz günde 10 içerik ekleyin isterseniz ayda 5. Eğer blogunuzun takipçisi olmasını istiyorsanız önemli olan bu değil. Önemli olan kaliteli ve özgün içeriğinizin yanında bu içerikleri düzenli periyotlarda girmeniz.

Çok fazla reklam blogu öldürür

Blogunuzu reklama boğmak yerine göze çarpacak ama okuyucuyu rahatsız etmeyecek iki ya da üç reklam koymak daha etkili olur. Bu sayede mevcut takipçilerinizi koruyacağınız gibi yeni takipçilere de daha hızlı ulaşabilirsiniz.

Güzel bir tasarım şart

Bu konudaki önerilerimizi daha önceden paylaşmıştık. Son maddeyi de okuduktan sonra bu yazıya göz atabilirsiniz.

Her şey SEO'dur.

Yani ''ben Google'dan gelecek ziyaretçiye bakarım'' diyorsanız siz hatayı baştan yaptınız demektir. Seo bir blog için hayati önem taşır ama takipçilerinizi rahatsız edecek Seo çalışmaları hatalıdır.

7 Mart 2013 Perşembe

İngilizce Mülakatlara Hazırlıklı Olun

İngilizce mülakat yapmayı günümüzde birçok büyük şirket tercih ediyor.

Mülakat sürerken İK Uzmanı birden bire İngilizce konuşmaya başlıyor. Bu duruma hazır olmak ve iş İngilizce'nizi devamlı geliştirmek durumundasınız.

Eğer ki CV’niz de İngilizce konuşma seviyenizi çok iyi olarak belirtmişseniz karşı taraf akıcı bir şekilde konuşmanızı bekler. Ancak eğer öyle bir iddianız bulunmamışsa durumu izah edebilirsiniz. Bu nedenle CV hazırlarken doğru bir şekilde doldurmanız çok önemli.

Yakında paylaşacağımız ''İngilizce Mülakatlarda Sıkça Sorulan Sorular'' yazısını kaçırmamak için bizi sosyal medya üzerinden takip edebilirsiniz.

Memurfoni Kapandı!

2013 iflas eden e-ticaret sitelerinin yılı oluyor. Hızla artan rekabet ortamında yükselemeyen şirketler kapanmak zorunda kalıyor. Gimora.com'un kapanma haberi henüz tazeyken sektör yeni bir haber daha aldı.

Memurlar.net ve İhtiyaç Grup işbirliğiyle hayata geçirilen Memurfoni kapanmak zorunda kalan grup alışveriş siteleri arasına eklendi.

Memurfoni.com‘da açıklanan bilgilere göre kapanış nedeni büyük rakiplerin agresif büyümesinin son dönemlerinde tartışılmaya başlanan kaygılardan ileri geliyor.

Grup alışveriş pazarının hızla büyüdüğü 2010-2011 yıllarında ülkemizde bu alanda yüzlerce girişim açılmıştı. Memurfoni bu alana biraz geç adım atmasına rağmen büyümeyi başarmıştı. İlerleyen dönemde bozulan pazar dengesi Memurfoni’nin geri adım atmasına neden olmuş.

Aşağıda tamamını paylaştığımız Memurfoni’nin gerekçeli açıklamasına göre; grup alışveriş pazarında müşteri memuniyetinin arkaplana atılması ve ürün pazarındaki kalitesiz rekabet iki büyük sorun. Müşterilerin güven bunalımı yaşadığını söyleyen Memurfoni, piyasayı dolduran Çin mallarının sektörün itibarını daha da kötü bir noktaya doğru götürdüğünü söylüyor.

250 bin üye sayısına yaklaşmıştı

Geçtiğimiz yılın comScore verilerine göre Memurfoni büyümesini sürdürüyordu. Toplam üye sayısı 250 bine yaklaşan Memurfoni, toplamda da 75.000'' yakın kişiye ürün satışı yapmış ve yukarıda bahsettiğimiz sebepler nedeniyle satışlarını sonlandırmış.

Girişimin kurucusu Hakan Yiğit, sektördeki sorunların bitmesi durumunda geri dönüş için açık kapı bırakıyor.

E-ticarette müşteri memnuniyetinin önemini gün geçtikçe artıyor. Bu nedenle pek çok şirket önlem amacıyla yeniden yapılandırmaya gidiyor.
Değerli Memurfoni.com müşterileri

Memurfoni.com fırsat alış veriş sitesini, ziyaretçilerimize ve üyelerimize
avantajlı fırsatlar sunmak için 2 yıl önce hayata geçirmiştik. Faaliyette
bulunduğumuz süre içerisinde indirimli çok sayıda ürünü üyelerimizle
buluşturduk. 9,90 liraya Açıklamalı 657 Devlet Memurları kitabı, 1 liraya KPSS
setleri bunlardan sadece bir kaçıydı.

Ancak sektörde yer alan firmaların müşteri memnuniyetini görmezden gelen
uygulamaları, her geçen gün sektöre olan güvensizliği büyütüyor.

Memurfoni.com olarak, süreç içerisinde, müşterilerden gelen tüm şikayetleri
çözmeye çalışsak da fırsat alış veriş siteleri ile müşteri arasındaki güven
bunalımı her geçen gün artmaktadır. Piyasayı dolduran Çin malları ise, sektörün
zaten düşen itibarını daha da kötü bir noktaya doğru götürmektedir.
2 yıldır yürütmüş olduğumuz memurfoni.com fırsat alış veriş sitesini
06.03.2013 tarihinden itibaren belirsiz bir süre için satışlarımıza ara veriyoruz.
05.03.2013 saat 24:00′a kadar verilen tüm siparişler yine her zamanki kalite ve
hızımız ile müşterilerimize sorunsuz olarak teslim edilecektir.
Bu tarihe kadar verilen siparişler ile ilgili tüm destek talepleriniz için
bilgi@memurfoni.com adresinden ve 0 312 434 44 26 numaralı
müşteri hizmetlerinden bizlere ulaşabilirsiniz.

Bizden bugüne kadar maddi, manevi yardımlarını ve sevgilerini esirgememiş
olan tüm müşterilerimize, 70′den fazla markamızın tedarikçilerine ve
bugüne kadar özveriyle görev yapmış tüm çalışanlarımıza teşekkürü bir borç
biliriz.

Saygılarımızla,
Memurfoni

Blog Yazarken Dikkat Edilmesi Gerekenler (Yazı Dizisi-5)

Yeni Başlayanlar İçin Blog Hazırlama Rehberi yazı dizimizin 5. bölümüne geldik. Önceki konularda daha çok ilk yayın öncesi yapılması gerekenlere değinmiştik. Bugün ise blogunuza yazı yazarken dikkat etmeniz gereken konuları açıklayacağız.

Blog yazarken dikkat edilmesi gereken çok önemli çizgiler vardır. Bu çizgileri aşmanız, okuyucularınızın gözündeki değerinizi kaybetmenize neden olabilir.

Böyle bir durumla karşılaşmamanız adına blog yazarken dikkat edilmesi gereken hususlardan bir kısmını sizin için derledik:

Samimi olun

Blog demek samimiyet demektir. Okuyucularınıza resmi yazılar yazmayın. Samimi bir şekilde yazın. Arada bir espri yapmak oldukça yararlı olacaktır. Hem siz yazmaktan zevk alırsınız hem de okuyucularınız okumaktan. Samimi olun ama aşırı laubali olmayın.

Yorumlara cevap verin.

Yazılarınıza gelen bazı yorumlara cevap vererek ve bu yorumlara da samimiyet katarak blogunuzu sevdirin. Yorum yoluyla haklı olsanız bile tartışmalara girmeyin. Bu okuyucularınızın gözünde değerinizi düşürür.

Genel kitleli bloglarda bir grubu hedef almayın

Mesela bir spor takımını, siyasi görüşü, etkin grubu, din algısını vs. hedef almayın. Görüşünüzde haklı olsanız dahi bazı takipçilerinizin değerlerini hedef aldığınız için takipçi kaybına uğrayabilirsiniz.

Özgünlük önemli.

Google gibi okuyucular da size ait olmayan yazıları sevmez. Farkınızı belli etmelisiniz.

Alıntılarınızda kaynak belirtin

Bazen alıntı yapmanızda sakınca yoktur. Ama kaynak belirtmelisiniz. Kaynak belirtmemeniz hem diğer blogcularla olan bağlarınızı hem de okuyucularınızla olan bağlarınızı zedeleyebilir.

6 Mart 2013 Çarşamba

Girişimcilik Üzerine 5 TED Videosu (Bölüm-2)

TED, internet üzerinde girişimcilere farklı bakış açıları kazandıracak konuşmaların derlendiği bir platform. Bizde bu videolar arasından sizler için seçim yapıp yayınlıyoruz.

TED Videoları serisinin ikinci bölümünde yine 5 farklı konuşmacının videosuna yer verdik. Serinin diğer bölümlerine istediğiniz zaman TED Videoları etiketinden takip edebilirsiniz.

Ben Saunders: Neden evden çıkayım ki?

Kaşif Ben Saunders dışarı çıkmanızı istiyor! Sadece dışarısı hep neşeli ve mutlu olduğundan değil, yaşamın "saatlerce ve günlerce kana kana içilebilen" özü dışarıda olduğundan. Saunders'ın bir sonraki yolculuğu ne? Antartika sahilinden Güney Kutbu'na ve sonra geriye yürüyerek Dünya'da bir ilk olmak.



Beau Lotto + Amy O’Toole: Bilim herkes içindir, çocuklar da dahil

Bilim ve oyunların ortak bir yönü var mı? Nöroloji ile ilgili bilim adamı Beau Lotto, herkesin (çocuklar da dahil) bilime, keşif süreciyle katılıp algıları değiştirmesi gerektiğini düşünüyor. 25 sınıf arkadaşıyla, okull öğrencileri tarafından yayımlanmış ilk meslektaş incelemesinden geçmiş makaleyi yazan 12 yaşındaki Amy O'Toole'da onu destekliyor. Makale, "Evvel zaman içinde..." diye başlıyor.



Clay Shirky: İnternet (eninde sonunda) yönetimi nasıl değiştirecek?

Açık kaynak dünyası sağanak halinde gelen önerilerle baş etmenin yolunu GitHub gibi servisler sayesinde buldu. Neden hükümetler de bunu başaramasın? Ufuk açan konuşmasında Clay Shirky demokrasilerin İnternet'ten öğrenebileceklerinin şeffaflıkla sınırlı olmadığını, nasıl vatandaşlar tarafından şekillendirilebileceğini anlatıyor.



Andrew Blum: İnternet gerçekte nedir?

Bir sincap gelip kablolarını çiğneyerek bağlantısını kestiğinde, gazeteci Andrew Blum internetin gerçekte neyden yapıldığını merak etmeye başladı. Böylece, sualtı kablolarını, gizli bağlantı noktalarını ve diğer fiziksel parçaları görmek için yola koyuldu.



Shabana Basij-Rasikh: Afgan kızları eğitmeye cesaret

Bir ülke hayal edin, kızların okula gitmek için gizlenmek zorunda oldukları ve eğer eğitim sırasında yakalanırlarsa ölümcül sonuçlarının olduğu. Bu Taliban yönetimi altındaki Afganistan ve bu tehlikenin izleri günümüzde de devam ediyor. 22 yaşındaki Shabana Basij-Rasikh Afganistan'da kızlar için bir okul çalıştırıyor. Ailelerin kızlarına inanma güçlerini kutluyor-- ve yerel tehditlere karşı koyan cesur bir babanın öyküsünü anlatıyor. ( TEDxWomen'de çekildi)

İş Görüşmesinde Bunları Asla Yapmayın!

İş görüşmesinde birkaç noktaya dikkat ederek işe alınma şansınızı arttırabilirsiniz. Ancak yapacağınız ufak hatalarla işe alınmanızı engelleyebileceğinizi de unutmamanız gerekiyor. İşte size birkaç ipucu!

Mülakatta yapacağınız ufak bir hata işi kaybetmenize neden olabilir. Bu nedenle öncesinde hazırlık yapmak önemlidir. Mülakat için hazırlık ve alıştırma yapın, fakat cevaplarınızı ezberlemeyin ya da uzun uzadıya anlatmayın. İşin niteliğine, şirketin yapısına ve çalışacağınız alana uygun bir şekilde giyinin.

Herhangi bir iş görüşmesinden önce kendinizi tam anlamı ile tanımaya çalışın. Kendini tanıyan kişinin, profesyonel niteliklerini ve kişilik özelliklerini karşı tarafa daha iyi aktarabildiğini unutmayın. Kesinlikle niteliklerinizi ve tecrübelerinizi küçümsemeyin.

Görüşme sırasında size sorulabilecek soruları önceden kendinize sorup cevaplayın. Bu sorulardan birkaçı şöyle: Profesyonel hayattaki amaç ve hedefim ne? Profesyonel niteliklerim neler? Firma için yararlı olabilecek niteliklerim neler? Pozisyona uygun tecrübem var mı? Zayıf ve güçlü yönlerim neler? Şu anda çalışmakta olduğum iş sahasında mutlu muyum?

En az 10 dakika önce mülakat yerine varmak üzere kendinizi ayarlayın. Eğer geç kalmak üzereyseniz şirkete telefon edin. Geç kalmak mülakat öncesinde olumsuz bir izlenim yaratabilir. Sadece görüşeceğiniz kişiyle değil, resepsiyonist ya da asistana nezaket ve saygı ile selam verin. Bu adım sizin ilk izleniminizi verdiğiniz yerdir.

Yetkiliyle sıkıca tokalaşın

Eğer bir iş başvuru formu doldurmanız isteniyorsa, formu doğru, düzenli ve tam olarak doldurmaya özen gösterin. CV'nizi yanınızda getirmeyi sakın unutmayın. Özgeçmişiniz ya da başvuru formunuzun elbette önemli ancak tek başına yeterli değil. Her ne kadar siz o pozisyon için yeteri kadar nitelikli de olsanız, kendi kendinizi sunmanız önemlidir. Görüştüğünüz yetkili ile sıkıca tokalaşın. Gevşek ya da yapışkan bir şekilde el sıkmayın. Mülakat sırasında sakız çiğnemeyin.

Soru sormaktan korkmayın

İş görüşmesi, sadece işverenin soru sorduğu bir bilgi yarışması değildir. Çalışmaya aday olduğunuz şirket hakkında soru sorabilirsiniz, hatta sorduğunuz soruları dikkatli seçerseniz, bu durumu kendi lehinize çevirebilirsiniz. Bu yüzden görüşme öncesinde, şirket hakkında iyi bir araştırma yapmalısınız. Daha önce firmayla ilgili araştırma yapmak, görüşme sırasında sorabileceğiniz sorulara odaklanmanızı sağlar. Çok soru sormamaya ve karşı tarafın sözünü kesmemeye özen gösterin. İş görüşmesi yapan kişinin maddi konulara değinmesini beklemeden bununla ilgili soru sormayın. Bunun yanı sıra mülakatçı size "Sorunuz var mı?" dediğinde hiçbir şey sormuyor olmanız ilgisiz ve yaratıcılıktan uzak olduğunuz izlenimini verecektir.

2012 İşsizlik Raporu Açıklandı

Tüik tarafından açıklanan verilere göre Türkiye'de 2012 yılında işsizlik oranı yüzde 9.2 olarak belirlendi.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) "Hanehalkı İşgücü İstatistikleri, 2012" verilerine göre, Türkiye genelinde işsiz sayısı 2012 yılında bir önceki yıla göre 97 bin kişi azalarak 2 milyon 518 bin kişiye düştü.

İşsizlik oranı, geçen yıl bir önceki yıla göre 0,6 puanlık düşüşle yüzde 9,2 seviyesinde gerçekleşti. 2011 yılında işsizlik, yüzde 9,8 olarak açıklanmıştı.

Kentsel yerlerde işsizlik oranı 0,8 puanlık azalışla yüzde 11,1, kırsal yerlerde ise 0,3 puanlık azalışla yüzde 5,5 oldu.

Tarım dışı işsizlik oranı bir önceki yıla göre 0,9 puanlık azalışla yüzde 11,5 seviyesinde, 15-24 yaş grubundaki genç nüfusta işsizlik oranı ise 0,9 puanlık azalışla yüzde 17,5 olarak gerçekleşti.

İstihdam edilenler 711 bin kişi arttı

İstihdam edilenlerin sayısı geçen yıl, bir önceki yıla göre 711 bin kişi artarak 24 milyon 821 bin kişiye yükseldi. Bu yıl, tarım sektöründe çalışan sayısı 46 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 757 bin kişi arttı.

İstihdam edilenlerin yüzde 24,6'sı tarım, yüzde 19,1'i sanayi, yüzde 6,9'u inşaat, yüzde 49,4'ü ise hizmetler sektöründe yer aldı.

Bir önceki yıl ile karşılaştırıldığında hizmet sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 1,3 puan artarken, tarım sektörünün payı 0,9 puan, sanayi sektörünün payı 0,4 puan, inşaat sektörünün payı ise 0,1 puan azaldığı görüldü.

İstihdam oranı yüzde 45,4

İstihdam edilenlerin oranı ise 2012 yılında, bir önceki yıla göre 0,4 puanlık artış göstererek yüzde 45'ten yüzde 45,4'e yükseldi.

Aynı dönemde, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, bir önceki yıla göre 0,1 puan artarak yüzde 50 oldu. Erkeklerde işgücüne katılma oranı bir önceki yıla göre 0,7 puanlık azalışla yüzde 71, kadınlarda ise 0,7 puanlık artışla yüzde 29,5 olarak gerçekleşti.

İşgücüne dahil olmayanların sayısı ise 2011'de 26,8 milyon iken, 2012'de 27,4 milyona çıktı.

En yüksek işsizlik oranı Güneydoğu'da

TÜİK'in Türkiye'yi 12 bölgeye ayırarak yaptığı Düzey-1 hesaplamasına göre, işsizlik oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 12,4 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi, en düşük olduğu bölge yüzde 6,1 ile Batı Karadeniz Bölgesi oldu.

Erkeklerde işsizlik oranının yüksek olduğu bölge yüzde 13 ile yine Güneydoğu Anadolu Bölgesi olurken, kadınlarda işsizlik en yüksek olduğu bölge de yüzde 14,4 ile İstanbul Bölgesi'nde gerçekleşti.

En yüksek istihdam artışı da 282 bin kişi ile İstanbul Bölgesi'nde gerçekleşti. Buna karşılık en fazla istihdam azalışı Batı Karadeniz Bölgesi'nde görüldü. Bu bölgede toplam istihdam geçen yıl önceki yıla göre 70 bin kişi azaldı.

Bölgelerdeki istihdamın sektörel dağılımına bakıldığında, tarım sektörünün payının en yüksek olduğu bölge yüzde 55,2 ile Doğu Karadeniz, sanayi sektörünün payının en yüksek olduğu bölge yüzde 38 ile Doğu Marmara ve yüzde 36,7 ile İstanbul, hizmetler sektörünün payının en yüksek olduğu bölge ise yüzde 63,3 ile Batı Anadolu ve yüzde 62,7 ile İstanbul Bölgeleri oldu.

En yüksek işgücüne katılma oranı yüzde 55,5 ile Doğu Karadeniz Bölgesi'nde gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranının en yüksek olduğu bölge yüzde 73,5 ile İstanbul Bölgesi, kadınlarda ise yüzde 43,1 ile Doğu Karadeniz Bölgesi oldu.

26 bölgeye göre sonuçlar

Türkiye'yi 26 bölgeye ayırarak yapılan Düzey-2 hesaplamasına göre ise kuramsal olmayan çalışma çağındaki nüfusun yüzde 18,1'ini barındıran İstanbul'un, toplam istihdamın da yüzde 18,1'ine sahip olduğu görüldü.

Çalışma çağındaki nüfus içindeki payı yüzde 6,7 olan Ankara Bölgesi de toplam istihdamın yüzde 6,5'ine sahip oldu. İzmir Bölgesi'nin çalışma çağındaki nüfus içindeki payı yüzde 5,7 iken, toplam istihdamın da yüzde 5,7'sine sahip oldu.

Buna karşılık, çalışma çağındaki nüfusun yüzde 3,9'una sahip olan Şanlıurfa, Diyarbakır Bölgesi'nin toplam istihdam içindeki payı yüzde 2,3 olarak belirlendi.

En yüksek işgücüne katılma oranı yüzde 58,1 ile Zonguldak, Karabük, Bartın Bölgesinde gerçekleşti. Buna yüzde 56,9 ile Antalya, Isparta, Burdur Bölgesi izledi. En düşük işgücüne katılma oranı ise yüzde 28,8 ile Şanlıurfa, Diyarbakır ve yüzde 35 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt Bölgelerinde oldu.

Eğitim durumuna göre iş gücüne katılma oranı Türkiye'de okuma-yazma bilmeyenlerin işgücüne katılma oranı yüzde 19,7'de kaldı. Okuma-yazma bilen fakat bir okul bitirmeyenlerin işgücüne katılma oranı yüzde 33,4, ilkokul mezunlarının işgücüne katılma oranı yüzde 51,4, ilköğretim, ortaokul ve orta dengi meslek okullarından mezun olanların işgücüne katılma oranı yüzde 46,2, genel lise mezunlarının işgücüne katılma oranı yüzde 51,9, meslek lisesi mezunlarının işgücüne katılma oranı yüzde yüzde 64,6 olarak belirlendi.

En yüksek işgücüne katılma oranı ise yüzde 79,1 ile yüksekokul ve fakülte mezunu grupta oldu. Bu çerçevede, veterinerlik mezunlarının yüzde 88,1'i, yaşam bilimleri mezunlarının yüzde 86,1'i, mühendislik mezunlarının yüzde 86,5'i, hukuk mezunlarının da yüzde 86,1'i iş yaşamında yerini aldı.

Takı ve Mücevherat Girişimi Gimora Kapandı!

2010'da Murat Durguner ve Aydın Günal tarafından kurulan takı ve aksesuar satışına odaklanan dikey e-ticaret sitesi Gimora.com bu ay itibariyle hizmetini durdurmuş durumda. Aksoy Internet Ventures tarafından geçen sene bedeli açıklanmayan bir yatırım alan Gimora‘ya iki günden beri ulaşılamıyordu.

Zor bulunan tasarım ürünlerinin yoğun olarak satışını gerçekleştiren Gimora‘da, 100′e yakın marka ve tasarımcının ürünleri sergileniyordu. 2010 yılında kurulan girişim 2012 yılının Şubat ayında Etohum‘un 40 ve  15 girişimleri arasına girmeyi başarmıştı.

Aksoy Group bünyesinde yayın yapan Sahibinden.com'un footerında yer alan Gimora.com logosu kaldırıldı. Gimora.com'un logosu, daha önce bu bölümde bulunuyordu.


Gimora.com'un akıbetiyle ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Yeni gelişmelerin meydana gelmesi durumunda buradan sizinle paylaşıyor olacağız.

İş Ortaklıkları Sona Erdi!


Kapanma haberiyle birlikte Gimora'nın iş ortaklığı yaptığı firmalardan açıklamalar geliyor. Bu açıklamalar Gimora ile yaptıkları iş birliğinin bittiği yönünde. Konuyla ilgili ortakların duyurularını ve kullanıcı yorumlarını aşağıda bulabilirsiniz.











5 Mart 2013 Salı

Apple’ın iPhone İçin Düşündüğü Diğer İsimler

Hayatımıza akıllı telefon kavramını katan Apple'ın, iPhone için farklı isimler üzerinde de çalıştığı ortaya çıktı. Aslında Apple, iPhone'u farklı bir isimle piyasaya sürebilirmiş.

Apple’ın eski reklam birimi direktörü Ken Segall, 2007 yılında tanıştığımız iPhone için ilk düşünülen isimleri açıkladı. iPhone için düşünülen isimler ise şunlarmış: Tripod, TelePod ve Mobi. Ayrıca üzerinde çalışılan isimler arasında şimdi tablet olarak piyasada olan iPad isminin de olduğu ortaya çıktı.

iPhone yerine düşünülen isimler biraz garip gelebilir ancak her birinin bir anlamı bulunuyor.

TelePod: Telefon ve iPod kelimelerinin birleşimi ile ortaya çıkmış.

Tripod: iPhone’un bir araya getirdiği üçlü olan telefon, internet bağlantı cihazı ve iPod’u ifade ediyor.

Mobi: Herkesin anlamını tahmin edebileceği bir isim. Bu kelime mobile kelimesinden türetilmiş.

Bir süre önce Apple'ın internet tarayıcısı Safari için önceden düşünülen isimler açıklanmıştı. Steve Jobs, piyasa sürülecek tarayıcı için önce Freedom, Alexander ve iBrowse isimlerini düşünmüş ancak sonradan Safari üzerinde karar kılınmış.

Yazının hazırlanmasında Webeyn'den yararlanılmıştır.

İçerik ve SEO (Yazı Dizisi-3)

İçerik bir site için en önemli unsurlardan biridir. Özgün ve güncel içerikli siteler Google başta olmak üzere arama motorlarında yükselip, ziyaretçi sayılarını arttırırken; çalıntı içerik ile oluşturulan siteler her geçen gün düşüş yaşıyorlar.

SEO Rehberi yazı dizimizin bu bölümünde site içeriğinin nasıl eklendiğinde Seo'ya maksimum fayda sağladığını aktarmaya çalışacağız.

Sitenin Ana Mantığı

Google, arama motoru için açılan ve içerik eklenen siteleri tespit ettiğinde spam olarak algılar. Bu nedenle Seo uzman işidir, yanlış yapıldığında kötü sonuçlar doğurabilir.

Site açarken önce ne yapacağımıza karar vermemiz gerekiyor.

Genel içerikli siteler uzun soluklu bir süreç sonunda yükselebilirken, sabit içerikli (örneğin sadece limonata tarifleri odaklı bir site) bir site diğerine oranla daha hızlı yükselebiliyor.

Genel içerikli bir sitenin tutması için yazıların tamamı özgün olmalı ve her bölüm için ayrı seo çalışması yapılması gerekir.

Ancak sadece belli bir konu odaklı sitenin tutması daha kolaydır. Çünkü tek bir konuya odaklanabilecek ve hedef konularda daha kısa sürede index ve listeleme alacaktır. Dezavantajı ise başka bir alana geçiş yapmasının çok zor oluşudur.

İçerik ekleme

İçerik eklerken önemli olan şey arama motorları üzerinden arandığında kolayca ulaşılabilir olmasıdır. Bu nedenle yazı ilk 3 satırda özetlenmelidir.

Yazının anahtar kelimelerini kalın yapmanız, Google'ın bunu önemli olarak algılamasını sağlayacak ve uzun vadede başarı getirecektir.

Google İçerik Sonuçlarına Link Verin

Google (ya da başka bir arama motoru) arama sonuçlarına link vererek daha hızlı index alabilirsiniz.

Örneğin konu başlığınız Hızlı Kariyer ise, sayfanızda https://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=H%C4%B1zl%C4%B1%20Kariyer şeklinde link vererek daha hızlı index alabilirsiniz.

Başlıklara Dikkat Edin

Ziyaretçilerinizi rahatsız etmeyecek, yazının konusunu anlatan başlıklar seçmelisiniz. Ayrıca başlığınız konuyla ilgili yapılan aramalardaki kelimeleri içermeli.

İMKB yükselişini 7. güne taşıdı

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası 100 endeksi, bugün ile birlikte yükseliş serisini 7. güne taşıyarak günü 81.051,21 puandan tamamladı.

Endeks dünkü kapanışa göre 439,00 puan yükselirken, hisse senetleri ortalama yüzde 0,54 oranında değer kazandı. Toplam işlem hacminin 2,7 milyar lira olduğu günde bankacılık endeksi yüzde 0,42, holding endeksi ise yüzde 1,74 oranında yükseliş kaydetti.

Bugün küresel piyasalardaki pozitif seyrin etkisiyle güne alıcılı başlayan İMKB’de, öğleden sonra açıklanan şubat ayı reel efektif döviz kuru endeksinin Merkez bankası’nın daha önce kritik seviye olarak dikkati çektiği 120 - 130 bandının altında 119,69 olarak açıklanmasıyla TL diğer para birimleri karşısında değer kazanırken hisse senedi piyasaları da pozitif seyrini korudu.

Günün son yarım saatinde özellikle banka hisselerinde görülen kar satışlarına rağmen endeksin 81.000 puanın üzerinde kapanış yapmasının olumlu görünümü yarına taşıyabileceğine dikkati çeken analistler, bununla birlikte 81.300 direncinin kırılamadığını ve yarın da bu seviyenin takip edileceğini kaydediyor.

Analistler yarın Avro bölgesi 4. çeyrek GSYH verisi ile Japonya ve İngiltere Merkez Bankaları toplantılarının piyasanın odak noktasında olacağını belirtiyor.

Popüler Bir Blog İçin Tavsiyeler (Yazı Dizisi-4)

Son zamanlarda blog kurmak oldukça popülerleşti. Ancak bu bloglar arasından sıyrılıp popüler olmak aynı oranda zorlaştı.

Blog Hazırlama Rehberi yazı dizimizin dördüncü bölümünde popüler bir blog kurmak için yapmanız gerekenlerden 10 tanesini sizin için derledik:

Sade ve kullanışlı bir tasarım hazırlayın

Son derece sade ve yine son derece kullanışlı bir tasarımınız olsun. Tasarımın size ait olması blogunuz için artı değer katacaktır. Blog tasarımı ile ilgili daha fazla bilgi almak için bu yazıyı okuyabilirsiniz.

Ne yapacağınıza karar verin

Blogunuzun en önemli kısımlarında biri içeriktir. Blog üzerinden ne paylaşacağınıza karar verin. İlham almak için ''Nasıl Bir Blog Kurmalıyım?'' isimli yazımızı okuyabilirsiniz.

Sayfa ekleyin

Hakkımda, iletişim, sponsor olun gibi sayfalar ekleyin. Bu sayfaları hazırlarken dikkatli davranın, gerekli durumlarda güncelleyin.

Popüler olmayandan popüler olun

Siteniz henüz yeniyken hem SEO açısından yetersizdir hem de takipçisi yoktur. Bu nedenle ilk eklediğiniz içerikler çok aranmayan yani popüleritesi düşük olan yazılar olsun. Bu şekilde zamanla popüler konularda rekabet etme gücüne ulaşırsınız.

Düzenli içerik ekleyin

İçerik ekleme konusunda düzenli olun. İsterseniz ayda 10 yazı yazıyor olun isterseniz 100. Önemli olan içeriği düzenli girmektir. Aksi halde takipçi kaybedebilirsiniz.

Güncellik bir blogun ömrünü belirler

Blogunuzu güncel tutmanız çok önemlidir. Çok az güncellenen bloglar popüleritesini zamanla yitirirler.

Özgün olun, ödünç bile çalmayın

Emek hırsızlığı yapmayın! Ancak yazı ile ilgili fikir sahibi olmak ve kaliteyi yükseltmek adına yazacağınız konu ile ilgili önceden yazılmış yazıları inceleyebilirsiniz.

Sabırlı olun

İlk 3 ay yaptıklarınızın karşılığını alamazsınız. Daha sonra yükselmeye başlarsınız. 1 sene sonra iyice popüler olursunuz. Bu sürede sabırlı olmanızda fayda var.

Başka bloglara yorum yapın

Sizin alanınızda yayın yapan başka bloglara ve Türkiye'nin popüler bloglarına yorum yapın. Yorumlarınızda site adı yazan kutucuğa sitenizin url adresini yazmayı unutmayın. Kesinlikle gereksiz yorum yapmayın.

Sosyal Medyayı iyi kullanın

Blogunuz için sosyal medya hesapları açın. Facebook, Twitter, Pinterest, Google+ ve quup sayfaları açabilirsiniz. Yazdığınız yazıları buralarda paylaşın ve takipçilerinizle etkileşime geçin. Bu hem yeni takipçiler kazanmanızı sağlar hem de mevcut takipçilerinizi aktifleştirmeyi.

Tüm bunları yaparsanız bir süre sonra blogunuzun gün geçtikçe daha popüler olduğunu göreceksiniz.

4 Mart 2013 Pazartesi

CeBIT Kapılarını Açıyor!

Almanya'nın Hannover kentinde gerçekleştirilecek bilişim, telekomünikasyon ve internet branşlarında yeniliklerin sergilendiği dünyanın en büyük bilişim fuarlarından CeBIT'in bu yılki ana teması Paylaşım Ekonomisi.

70 ülkeden 4 bin 100 firmanın boy göstereceği fuarda bulut bilişim teknolojisindeki en son yenilikler sergilenecek, paylaşım ekonomisi modelleri tanıtılacak.

Avrupa'da giderek popüler hale gelen paylaşım ekonomisi, internet üzerinden otomobilden eve, el aletlerinden bilgisayarlara, server ve bilgisayar programlarına kadar hemen her türlü ürün ve hizmetin daha ucuza temin edilmesini sağlıyor.

Bulut bilişim teknolojisi kapsamında yeni ürün ve programlar, paylaşım ekonomisinin gelişmesinde anahtar rol oynuyor. Uzmanlar, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin, bulut bilişim ve paylaşım ekonomisi modelleriyle giderek daha fazla tasarruf sağladığına işaret ediyor.

CeBIT fuarında şirketler için yeni dijital platformların, daha hızlı internet erişimi, işletim sistemi, veri toplama, depolama, düzenleme ve paylaşma imkanı sağlayan modellerin tanıtılması bekleniyor.

Bu yıl Polonya'nın konuk ülke olduğu CeBIT 2013'e 300 binden fazla ziyaretçi bekleniyor. CeBIT fuarı 9 Mart'ta sona erecek.

İdeal Blog Tasarımı Nasıl Olmalı (Yazı Dizisi-3)

Profesyones bir blog kurmak için en önemli olan konulardan biri blog tasarımıdır. Hatta profesyonel bir blogcu olmak için önce sade ve kullanışlı bir arayüze sahip blog tasarımınızın olması gerekiyor.

İşte ideal bir blog tasarımı hazırlamanız için size yardımcı olacak 8 öneri:

Profesyonel blog teması sade olmalı. Göz yorucu renkler ve gereksiz eklentiler kesinlikle içermemeli.

Sayfa görüntülenmesini arttıracak bileşenler tasarıma entegre olmalı. Çok okunanlar, son yorumlar, haftanın popüler yayınları ve ilginizi çekebilir gibi modüller ziyaretçiyi sıkmayacak şekilde tasarımda bulunmalı. Bunlar ziyaretçilerinizin blogunuzda daha fazla vakit geçirmelerini sağlayacaktır.

İçerik ön plana çıkarılmalı. Tasarımda içerik mutlaka ön plana çıkmalı yani kendini belli etmeli. Bu ziyaretçi memnuniyeti sağlayacağı için takipçilerinizin artmasında aktif rol oynayacaktır.

Ana sayfa bir blog için en önemli bölümdür. Bu blogda da sürekli yapıldığı gibi her yazınıza bir resim ekleyin ve bu yazılar blog ana sayfasına devamını oku şeklinde yayınlanmasını sağlayın.

Renk paletleriniz olsun. Her profesyonel firmanın yaptığı gibi sizinde bir renk paletinizin olması şart. Renk paletleri birbiri ile uyumlu olmalı. Tüm blog tasarımı ve Logo bu renk paletini içermeli.

Mümkünse tasarımınız özgün olmalı. Bu sizin farkınızı belirler. Tasarım yapmayı bilmiyorsanız parayla satın alabilirsiniz.

Boş modüllerle sitenizi karıştırmayın. Bu hem blogunuzun yavaşlamasına neden olur hem de içeriği arka plana iter.

Yaratıcı olun. Aklınızda ilginç yani farklı bir fikir varsa bunu gerçekleştirmekten çekinmeyin.

Domain ve Hosting'in Seo'ya Etkisi (Yazı Dizisi-2)

SEO Rehberi yazı dizimizin ilk yayınında Seo'nun ne olduğuna açıklık getirdik. Bu yazımızda ise Domain ve Hosting'in Seo'ya etkisini aktarmaya çalışacağız.

SEO Rehberi yazı dizimizin diğer yayınlarını okumak için bu sayfayı ziyaret edebilirsiniz.

Domain Seçimi

Aslına bakarsanız domainin Seo'ya etkisi değil katkısı vardır. Eğer belli bir konuya odaklanmak istiyorsanız, sitenizin yayın yapacağı konuyla ilgili bir alan adı belirlemek sizin için faydalı olacaktır.

Örneğin emlak haberleriyle ilgili bir site kuracaksanız www.emlakhaberleriniz.com size avantaj sağlayacaktır.

Hosting ve SEO

Hostin en az Seo kadar önemlidir. Çünkü arama motorları için açık olan site önemlidir. Hostunuzdan kaynaklanan sorunlardan dolayı sitenize kısa bir süre erişim engellenir ve o sırada bir bot sitenizi ziyaret ederse (bot konusu daha sonra detaylı olarak anlatılacaktır) siteniz için çöküş başlar. Sitenize ait indexler ve belki de backlinkler silinir.

İpucu: İstemeden de olsa siteniz bir süre kapalı kaldıysa Google'da cache:siteadi.com şeklinde bir arama yapın. Eğer son bot ziyareti site kapalı olduğu sürede gerçekleşmediyse sıkıntı yok demektir.

Seo Hosting Paketleri

Artk Hosting firmaları bir ip üzerinden bazı durumlarda yüzlerce site dahi barındırabiliyorlar. Google bunlar tek bir site olarak görebiliyor. Bu durumda Seo açısından olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.

Türkiye'de henüz çok fazla firmada olmasa bu tür sorunlarla karşılaşmamanız için bir çözüm var: SEO Hosting.

Seo hosting size ait bir c-class ip oluşturuyor.Bu ip ya da ipler ile siteniz size ait ip üzerinden yayınlanıyor. Böylece diğer sitelerle karışmadığından siteniz kendine müstesna oluyor.

Ekstra: Domain Yaşı ve Tescil Süresi

Son olarak domain yaşının büyüklüğü ve Tescil süresinin bitiş tarihinin en az 3 yıl sonrası olması durumlarının Seo'yu olumlu etkilediğini belirtmekte fayda var.

Toplantıların Daha Verimli Geçmesi İçin 8 Öneri

Toplantılar şirketlerin yol haritalarının belirlendiği, sorunların tartışıldığı, çözüm önerilerinin sunulduğu şirket içi organizasyonlardır. Şirketin yükselmesi bu toplantıların verimliliği ile doğru orantılıdır.

Bu toplantıları daha verimli bir hale getirmek için uygulayabileceğiniz yöntemlerden 8 tanesini sizin için derledik:

  • Toplantı gündemini önceden belirleyin.
  • Toplantı gerçekleşmeden önce toplantı konularını, toplantıya daha hazır gelmeleri için katılımcılara gönderin.
  • Toplantıya bir kişi liderlik yapar ve toplantıyı yönetir. Toplantı liderini toplantıdan önce mutlaka belirleyin.
  • Toplantı sırasında gündemin dışına çıkılmamalıdır. Toplantı liderinin verimin düşmemesi adına bu durumları kontrol altına alması gereklidir.
  • Toplantı sırasında alınan her bir öneri ve karar not alınır ve toplantı sonunda o haftanın raporu hazırlanır.
  • Toplantıdan 5 dakika önce su, çay ve kurabiye gibi istekler alınmalı ve toplantı sırasında kesinlikle dış müdahale olmamalıdır.
  • Toplantıda gerekliliğe göre beyaz tahta ve sunum için projeksiyon kullanılabilir.
  • Toplantıda toplantıyı yöneten dışında bir adet not alan kişi görevlendirilmelidir.

3 Mart 2013 Pazar

Girişimcilik Üzerine 5 TED Videosu (Bölüm-1)

Girişimcilik kimilerine göre öğrenilebilecek, kimilerine göreyse doğuştan kazanılabilecek bir özellik. Aslında başarılı girişimciler, doğuştan girişimcilik ruhuna sahip olup, bunu bir süreç dahilinde geliştirenlerden oluşuyor.

İnternet üzerinde girişimcilerin hem bilgilerini, hem de kişisel becerilerini geliştirebilecekleri pek çok kaynak var. Bu kaynaklar arasında da TED konuşmalarının ayrı bir önemi var. Biz de sizler için her girişimcinin izlemesi gereken 5 TED videosunu seçtik.

Amy Tan'la yaratıcılık üzerine

Yazar Amy Tan, yaratıcılık sürecinin derinliklerine inip kendi yaratıcılığının evrimi hakkında ipuçlarını arıyor.



Elizabeth Gilbert: Deha Üzerine

Elizabeth Gilbert, sanatçılara ve dehalara imkansız özellikler atfetmemiz üzerine konuşup, radikal bir fikri savunuyor: Nadir bulunan bu insanların "dahi" demek yerine, "dehanın" onlara geldiğini söylemek gerekir. Komik, kişisel ve etkileyeci bu konuşma ile sizleri baş başa bırakıyoruz.



Ken Robinson diyor ki; "Okullar yaratıcılığı öldürüyor."

Sir Ken Robinson, yaratıcılığı (baltalamaktan ziyade) besleyen bir eğitim sistemi yaratma ülküsünü eğlenceli ve son derece sürükleyici bir üslupla bizlerle paylaşıyor.



Jeff Han dokunmatik ekranını tanıtıyor

Jeff Han ucuz, büyütülebilir çoklu dokunmatik ve dokunmaya duyarlı bilgisayar ekranı arayüzünü tanıtıyor. 2006 yılında ait bu videoyu listeye almamızın nedeni bu teknolojinin tanıtılması sırasında yeni ve harika olan buluşların aradan sadece 9 yıl geçmesine rağmen fazla sıradan olmuş olması.

İnfografik Nedir? İyi Bir İnfografik Nasıl Hazırlanır?

Son zamanlarda markalar bilgi paylaşımlarında infografiklerden yararlanıyor. Peki infografik nedir ve nasıl hazırlanır?

Kısaca infografik bilginin grafik yardımıyla sunulmasıdır. Bilgi sunumlarında infografiğin hızla yükselmesindeki nedenlere göz atmamız gerekirse:
  • Görsel bilgi paylaşımı daha kolay anlatılır ve anlaşılır
  • Akılda daha kolay yer alır
  • Bahsi geçen konuyu sıkıcılıktan uzaklaştırır
Örnek bir infografik

İnfografiğin tanımını kısaca yaptık. Peki iyi bir infografik nasıl hazırlanır?

Önce fikrinizi oluşturun. İnsanların ilgisini çekecek bir hikaye ile başlayan infografikler, kişilerin daha çok ilgisini çeker ve insanlar devamını da okumasını sağlar. Bu aşamada infografikte yer alacak ya da alma ihtimali bulunan bilgileri ve eklemeleri kafanızda tasarlayın.

Planınızı hazırlayın ve tasarıma başlayın. İnfografik hazırlamak istediğinizde direkt işe tasarımla başlamak ilk bakışta mantıklı gelebilir. Fakat iyi bir infografik hazırlamak için öncelikli konu, elinizdeki verilerin yapısına bakmaktır. İşiniz font ya da renk seçmekle sınırlı değildir. Planlanmış, iyi bir veri yapısını belirledikten sonra işin grafik tasarım kısmını düşünmenizde fayda var. İyi bir infografik, iyi anlatılmış bir hikayeden ve kusursuz tasarımın birleşiminden oluşur.

İnfografiği çöplüğe çevirmeyin. İnfografiği hazırlamanızın amacı bir sunumu kolaylaştıran grafik verileri olmasıdır. İnfografiğinizi gereksiz bilgiler ve tasarım figürleriyle aşırı bir şekilde doldurmayın. Olabildiğince sade olun.

Basit ve temel grafikler kullanın. Bu grafiklerin bu kadar sene boyunca kullanılmasının bir sebebi var: İşe yarıyorlar. Ayrıca son derece etkili görselleştirme araçları ve sadeler. Bu şekilde infografiği herkes anlayabilir ve infografiğiniz oldukça sadedir.

Veriler konuşsun. Kötü bir infografik okuyucuyu yanlış yönlendiren ve büyük resmi görmesini sağlayacak şekilde bilgilendirmeyen infografiklerdir. En sık yapılan yanlışlardan ikisi, bu gösterişli chart’ların ardında bilgilerin anlaşılması güç bir hal alması ve hikayenin sadece bir yönünün vurgulanması. Harika bir infografiğin anahtarı transparanlıktır. Verilerinizi saklamayın, bırakın konuşsunlar ve istenilen mesajı versinler.

Seo Nedir? (Yazı Dizisi-1)

Türkçe anlamı Arama Motoru Optimizasyonu olan Seo, İngilizce Search Engine Optimization kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir terimdir.

Günümüzde internetin olmazsa olmazlarından olan Seo, bir internet sitesinin yükselmesinin en etkin yollarındandır. Seo'nun amacı arama motorlarında sayfanızın ilk sıralarda çıkmasıdır.

İnternet kullanıcıları  internette bir şey ararken genellikle Google gibi arama motorlarını kullanıyorlar. Buradaki amaç aranan içeriğe hızlı ve kolay bir şekilde ulaşmak. Dolayısıyla bir internet sitesinin en önemli trafik kaynağı da arama motorları oluyor. Bir internet sitesinin sayfaları arama motorlarında ne kadar üst sıralarda çıkarsa o kadar daha fazla ziyaretçi alıyor.

Bu nedenle Seo önem arz ediyor. Rekabet arttıkça Seo bazlı masraflar da artıyor. Buna bağlı olarak Seo artık bir sektör haline geldi.

Türkiye'de en çok kullanılan arama motoru Google. Yandex biraz etkin olsa da diğer arama motorlarının etkinliği çok düşük. Hal böyle olunca arama motoru optimizasyonuna, Google Optimizasyonu demek yanlış olmaz.

Google'da ilk sayfada çıkmanın iki yolu var. Ya optimizasyon yaparak çıkarsınız ya da sağ tarafa reklam vererek (adwords). Reklam vermek rekabeti yüksek kelimelerde yüksek bütçeler gerektiriyor. Bu nedenle tercih genelde Seo'dan yanadır.

Seo hakkında bilmeniz gereken her şeyin adım adım paylaşılacağı bu yazı dizisine ait tüm yazılara bu sayfadan istediğiniz zaman ulaşabilirsiniz.


Girişimcilerin Başarısını Engelleyen 7 Neden

Girişimcilik zaman ve emek isteyen bir süreç. Bu nedenle başarılı bir girişimci olmak, kendi işini kurmak kolay değil. Tüm bunlara bir de girişimcinin potansiyelini kullanmasını engelleyen bazı durumlar eklenince bu süreç çok daha zor bir hal alıyor.

Girişimcilerin potansiyellerini kullanmasını engelleyen bu nedenlerden önemli gördüğümüz 7 tanesini sizin için derledik.

Tutku Eksikliği

Girişimci olmak sadece ürün geliştirmek demek değildir. Satış, müşteri-yatırımcı ilişkileri, ortaklıklar, çalışanların idaresi ve bayilik ilişkileri gibi diğer değişkenlerinde idaresini kapsar. Çoğu girişimci hizmeti ve teknolojisi için tutkuya sahipken, işin tamamı için aynı tutkuya sahip olmayabiliyorlar.

Herkesi Memnun Etmeye Çalışmak

Nezaket iş dünyası için hayati önem taşır ancak kararında iyidir. Bir girişimcinin herkesi memnun etmeye çalışması yıpratıcı olabilir. Yani herkesi memnun etmeye çalışmak hedeflerinize ulaşmanıza engel olabilir.

Kurallar Olmadan Çalışmak

Girişimcilik risk almak, şansını denemektir. Bu nedenle girişimciler rahat olmak, kurallara bağlı çalışmamak ister. Prensipte doğru olan bu düşünce uygulama safhasında ciddi sorunlar çıkartabilir.

Google eğlenceli ofisleriyle, rahat çalışma koşullarıyla ünlü bir firmadır ancak kuruluşundan itibaren belli kurallar ekseninde çalışmaktadır. Başarılı bir girişim için girişiminizin ilk aşamalarından itibaren kesin kurallarınız olmalıdır.

Başarısızlıktan Korkmak

Eğer başarısızlıktan korkuyorsanız, bir girişimci olarak fazla garanticisiniz demektir. Başarısızlıktan korkmak, pek çok uzman tarafından girişimcinin potansiyelini kullanmaktaki en büyük engel olarak değerlendiriliyor. Bu duygudan kurtulmalısınız.

Dikkat Dağıtacak İşlerle Fazla Meşgul Olmak

Günümüzde çalışırken dikkatinizi dağıtacak çok şey var. Sosyal ağlar, akıllı telefonlar, gereksiz e-postalar, oyunlar ve diğerleri...

Girişimciler angarya olarak adlandırabileceğimiz bu gereksiz işlerle çok değerli zamanlarını kaybediyorlar. Bu işleri kararında kullanmalı, aşırıya kaçmamalıyız.

Geçici Hayal Kırıklıklarını Atlatamamak

Girişimcilik sürecinizde bazı hayal kırıklıklarına uğrayacaksınız. Beklenmedik bir haber sizde hayal kırıklığına neden olabilir. Ancak bu hayal kırıklığının etkisi geçicidir, telafisi mümkündür. Eğer siz bu durumu atlatamazsanız başarısızlığa bir adım daha yaklaşırsınız.

Sıkça karşılaşacağınız bu tür durumlarda yapmanız gereken en iyi hareket, önce rahatlayıp (duş alabilir ya da sevdiğiniz bir şeyler yiyebilirsiniz) daha sonra hatalarınızdan ders almak ve yeni bir yol haritası çıkartmaktır.

Müşteriden Çok Ürüne Önem Vermek

Ürünün veya hizmetin kalitesi hakkında kimsenin itirazı yok ancak ürününüze duyduğunuz tutkuyu müşteri ilişkilerinde de duymalısınız. Çünkü sadık ve yeni müşterileriniz yoksa, yaptığınız ürünün hiçbir anlamı olmaz.

Nasıl Bir Blog Kurmalıyım? (Yazı Dizisi-2)

Serinin ilk yazısında hangi blog servisinin sizin için optimum seçim olacağını aktarmaya çalıştık. Bu yazımızda ise ''nasıl bir blog kurmalıyım?'' sorusuna yanıt arayacağız.

İçerisinde bulunduğumuz günlerde blogların popüleritesi hızla artmaktadır. Bu artışın çok uzun bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Haliyle pek çok insanda blog kurmak istiyor. Ama nereden başlayacaklarını bilmiyorlar.

Öncelikle bilginizin ve ilginizin olduğu bir blog seçmeniz çok önemli. Çünkü herkes gibi sizde bilmediğiniz ve sevmediğiniz bir işi yaparken sıkılırsınız. Ancak ilginizi çeken, bildiğiniz bir işi yaparsanız mutlu olursunuz. İşte doğru blog konusu seçmek bu nedenle önemli.

Fırsat ve kampanya bildirileri: Firmaların yaptıkları son kampanyaları, fırsat ürünlerini ve kaçırılmayacak indirimleri yayınlayan bloglara ilgi hızla artıyor. Bu tür konulara ilginiz varsa fırsat-kampanya bildirimi yayınlayan bir blog kurabilirsiniz.

Magazin ve moda: Magazin dünyası ve modanın bitmek tükenmek bilmez yenilikleriyle ilgiliyseniz bu konuyla ilgili bir blog kurabilirsiniz.

Spor: Aklınıza hemen futbol gelebilir ama size bir tavsiyem var. Diğer branşlara göre popüler olmayan bir spor dalına yönelirseniz o alandaki en popüler blogun sahibi olabilirsiniz. Dünya üzerinde pek çok ilginç spor dalı var. İlginizi çeken bir tane bulabilirsiniz.

İş ve ekonomi: Ekonomi haberlerinin, günlük analizlerin, iş dünyasında olan biten her şeyin yayınlandığı bir blog kurarsanız reklam gelirlerinin avantajını yaşayabilirsiniz. Özgün ve güncel olmayı, binlerce takipçi bulmayı başarırsanız sponsorlar size koşacaktır.

Teknoloji ve internet: İnternet dünyasında olan biten yeniliklerin, teknolojik gelişmelerin, sosyal medya analizlerinin yapıldığı bir blog kurabilirsiniz. Sponsor bulmanız kolay olacaktır çünkü okuyucu kitleniz belli olacaktır. Bu alanda yayın yapan bloglar arasından size ilham almanız için www.webrazzi.com'u incelemenizi tavsiye ediyorum.

Şehir hayatı ve entellektüel: Şehirde olan biten her şeyi, mekanları, semtleri ve yaptığının gezileri paylaştığınız bir blog kurabilirsiniz.

Hanımlara özel: Bir ev hanımıysanız bu tür tam size göre. Örgü, dantel, yemek tarifleri ve pratik bilgilerin yayınlandığı bir blog kurabilirsiniz. Ancak bu alanda rekabetin yüksek olduğunu belirtmekte fayda var.

Sektörel: Bir sektöre ve o sektörün takipçilerine hitap eden bloglardır. Mesela kimya sektörü, gıda sektörü.

Fan: Hayranı ve takipçisi olduğunuz bir kişi, müzik grubu, dizi, film, sanatçı vs. için bir fan blogu açabilirsiniz.

Kişisel: Kendinize özel bir blog kurmaya ne dersiniz. Başınızdan geçenleri, eleştirilerinizi, hoşunuza giden şeyleri, ilginç olayları, gezdiğiniz yerleri ve benzeri pek çok yazıyı yayınlayabilirsiniz.

2 Mart 2013 Cumartesi

A'dan Z'ye SEO Rehberi

İnternette aradığımız içeriği kolayca bulabilmek için arama motorlarını kullanırız. Dünya üzerindeki hemen hemen her internet kullanıcısı arama motoru kullanmayı tercih ettiği için artık bir websitesi yüksek ziyaretçi oranları elde edebilmek için mutlaka arama motorlarında üst sıralara çıkmak zorunda.

Kelime anlamı ''Arama Motoru Optimizasyonu'' olan SEO, bizim Google, Yandex, Bing ve Yahoo gibi arama motorlarında üst sıralara çıkmamızı sağlayan yoldur. Peki SEO nedir? Nelere dikkat etmemiz gerekir? SEO nasıl yapılır?

A'dan Z'ye SEO Rehberi yazı dizimizde daha önceden SEO hakkında hiçbir bilgisi olmayan okuyucularımızın SEO hakkında fikir sahibi olmalarını ve tecrübelerini arttırmak isteyen okuyucularımıza da yeni bilgiler vermeyi umuyoruz.

Uzun soluklu bu yeni yazı dizimizin sonunda daha önce paylaşılan tüm içerikler birleştirilerek ücretsiz bir e-kitap yayınlanacak. Yazı dizimizi kaçırmamak için bizi sosyal medya hesaplarımız üzerinden takip edebilirsiniz

SEO Rehberi Yazı Dizisi

1. Seo Nedir?
2. Domain ve Hosting'in Seo'ya Etkisi
3. İçerik ve SEO

Hangi Blog Servisini Kullanmalıyım? (Yazı Dizisi-1)

Blog kurmak isteyen bir kişi ilk olarak hangi sistemi kullanacağını belirlemelidir. Seçme işlemini daha kolay bir hale getirmek için popüler blog servislerinin avantajlarını ve dezavantajlarını bilmek ve sonrasında ihtiyacınıza en iyi cevabı veren servisi bulmak gerekiyor.

Yazıyı daha anlaşılır kılmak için blog servislerini ücretli ve ücretsiz olmak üzere iki kısma ayırmak doğru olacaktır.

Ücretsiz Servisler

Eğer kişisel bir blog kurmak istiyorsanız ücretsiz bir servisi tercih etmenizde herhangi bir sakınca olmayacaktır.

Blogger: Google'ın bir servisi olan Blogger, isim.blogspot.com şeklinde bir blog kurmanızı sağlıyor. Tüm Google servisleriyle tam uyumlu bir şekilde çalışan Blogger, programlama bilgisi gerektirmeden ''Şablon Tasarımcısı'' aracı sayesinde kendi temanızı oluşturmanıza olanak sağlıyor. Eğer isterseniz kendi temanızı hazırlayabilir ya da hazır bir tema yükleyebilirsiniz. Ayrıca HTML kodlarını sorunsuz bir şekilde sitenize ekleyebiliyorsunuz. Son olarak sadece 10$ karşılığında istediğiniz zaman blogunuza .com, .net ya da .org uzantı atayabileceğinizi belirtmekte fayda var.

Wordpress.com: SEO ve özellik açısından tartışmasız dünyanın en büyük blog servisidir. Listeye ikinci sıradan almamın nedeni ücretsiz sürümde özelliklerin oldukça kısıtlı olmasıdır. Ücretsiz sürümde kendi temanızı yükleyemiyorsunuz. Ancak yüzlerce temadan mutlaka birini bulabilirsiniz. Ayrıca HTML kodları ücretsiz Wordpress'e eklenemiyor.

Tumblr: Amacınız daha çok mikro-blog tarzı bir platform ise Tumblr sizin için biçilmiş kaftan! Hızlı içerik paylaşımı konusunda ön plana çıksa da özellik bakımından diğer platformların gerisinde kalıyor.

Son olarak yerli bir servis olan blogcu.com'u söyleyebiliriz. Ancak çok fazla reklam bulundurması nedeniyle benim tavsiye ettiğim bir servis değil.

Ücretli Servisler

Wordpress.org: Dünyanın en popüler blog servisi olan Wordpress, gelişmiş kişisel blogların ve kurumsal blogların favorisi. Eğer Blogger'dan daha gelişmiş bir servise ihtiyaç duyuyorsanız kesinlikle Wordpress kullanmalısınız.

Blogger: Blogger'ın tüm avantajlarını sadece 10$ karşılığında üst düzey bir uzantıyla (.com gibi) kullanmaya devam edebilirsiniz.

Sonuç olarak

Amacınız basit kişisel bir blog ise ücretsiz servisleri kullanabilirsiniz. Bunun için Blogger işinizi görecektir. Diğer bir yandan HTML kodları sitenize eklemeyecekseniz (reklam eklemek için gerekli) ve sizin için SEO önemliyse Wordpress kullanabilirsiniz. Eğer daha paylaşımcı biriyseniz ve özellikler sizin için önemli değilse Tumblr sizin için tasarlanmış bir platform.

Eğer blogunuz ücretli bir uzantı kullanacaksa ve basit bir yapı sunmak sizin için yeterliyse Blogger kullanabilirsiniz. Ancak daha gelişmiş bir blog için mutlaka Wordpress kullanmalısınız.